9
Tem

Ergenlerde Davranış Problemleri ve Çözüm Yolları

ERGENLERDE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜM YOLLARI

Ergenlik Nedir?

Ergenlik her bireyin yaşadığı olgunlaşma süreçlerinden birisidir. Kişi bu dönemde kendisini tanır ve geleceğe yönelik oluşturduğu karakterini keşfeder. Kişinin yetişkinlik dönemine adım attığı ergenlik süreci 12-25 yaş aralığını kapsar ancak bazı kişilerde bu süreç daha geç başlayabilmekte ya da daha geç sonlanabilmektedir. Bu süreçte kişinin kimlik karmaşası yaşaması oldukça doğaldır. Ebeveynlerin anlayış göstermeleri ergen bireyin normal bir süreç yaşaması adına oldukça önemlidir.

Ergenlik dönemi her insanın fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak değişime uğradığı dönemdir. Ergenlerin davranışları bu dönemde değişebilmektedir. Her insanın yaşadığı ve genellikle ailede kaygı duyulmasına sebep olan ergenlik dönemi doğru bir şekilde yaşandığı sürece kişinin üzerinde kalıcı hasarlar bırakmamaktadır. Ergenlik döneminde kişinin ebeveynleri, sosyal çevresi ve arkadaş çevresi problematik bir ergenlik dönemi yaşanıp yaşanmayacağını gösteren en önemli faktörler arasında yer almaktadır.

Ergenlik dönemi hem genci hem de aileyi yeni yaklaşımlarla karşı karşıya bırakan bir durumdur. Ergenlikte yaşanılan bazı değişimler vardır. Bunlar şu şekildedir.

1.Fiziksel Değişiklikler

Çocuğunuz ergenliğe girerken hormonları da bu değişime ayak uydurur. Hormon seviyelerindeki değişikliklerle kız çocuklarının göğüsleri büyümeye başlar. Kızlar bu durumu tuhaf bulabilir. Erkeklerde ise ses değişimleri ve yüzde kıllanma yaşanmaya başlayabilir. Sivilce, üreme organları çevresinin tüylenmesi, vücut kokusunun belirgin olması gibi problemler de çocukları etkileyebilir.

Çözüm: Büyük fiziksel değişimler yaşayan çocuğunuzu bu zorlayıcı durumda yardımcı olmak için ona her çocuğun bu değişimleri yaşadığını anlatın. Değişimi kabul etmelerine yardımcı olun. Doğru beslenme ve egzersizler sağlıklı ve formda olmalarına destek verin.

2.Duygusal Değişimler

Hormonlar çocuğunuzun hem fiziksel hem de duygusal dünyasını etkiler. Ergenliğe giren çocuklar, çocuk mu yoksa yetişkin mi olduklarının ayrımına varamazlar. Çok duygusal olabilir, herhangi bir şey onları mutlu, kızgın, heyecanlı ya da öfkeli hissettirebilir. Kız çocuklar ağlamaya yatkınlık gösterirken, tüm ergenlerde ruh hali değişiklikleri gözlenebilir. Ergenlerde aşağılık ya da üstünlük duyguları oluşabilir. Cinsellikle ilgili düşünmeye başlamak onlara suçlu hissettirebilir.

Çözüm: Çocuklarınızın kendileriyle ilgilenmesini sağlayın. Duygularının normal olduğunu açıklayın. Serotonin seviyesini yükseltmek için egzersiz yapmaya yönlendirin. Konuşmalarına izin verin. Yargılamadan dinleyin. Kendi ergenliğinizden anıları ve deneyimleri paylaşın. Yaratıcı aktivitelerle duygularını ifade etmelerine izin verin.

3.Davranış Değişiklikleri

Duygusal ve fiziksel değişiklikler çocuklarınızın davranışlarının da değişimine yol açabilir. Çocuklar, bağımsızlıklarını hissetmek için kurallara uymamak gibi davranışlar gösterebilir. Erkek çocuklar fiziksel güçlerini göstermek isteyebilir. Yüksek sesle müzik dinlemek, yeni şeyleri denemek ve risk almak isteyebilirler. Arkadaş baskısı yüzünden kötü alışkanlıklara yönelebilir, saç, giyim tarzlarını değiştirebilir, problemli çocuklarla arkadaşlık edebilir, yalan söylemeye başlayabilirler.

Çözüm: Bu dönemin geçici olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun güvenini kazanmak için onunla konuşun ve eleştirmeden dinleyin. Onları her haliyle sevdiğinizi hissettirin. Kendilerine karşı dürüst olmalarını isteyin.

4.Psikolojik Değişimler

Araştırmalara göre zihinsel sağlık bozukluklarının %50’si 14 yaş civarında başlıyor. Ergen ölümlerinin 1/3’ü intihar girişimlerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle çocuğunuzun psikolojik değişimlerine dikkat etmek önem taşıyor. Çocuklar ergenlik dönemiyle birlikte kendilerine olan güvenleri ya da özsaygı konusunda sorunlar yaşayabilir. Çocuklar fiziksel görünümleri nedeniyle üstünlük ya da aşağılık hissedebilir. Okuldaki başarıları ya da IQ düşüklükleri demotive olmalarına neden olabilir. Depresyona girebilir, stres ve baskı nedeniyle kaygı sorunları yaşayabilir. Ayrıca yeme bozuklukları da bu yaşlarda ortaya çıkabilir.

Çözüm: Depresyonun önüne geçmek için problemleri açıkça konuşmak ve sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek önemlidir. Çocuğunuz aşırı depresif ve alaycı ise profesyonel yardım almak gerekebilir. Bazen çocuklar evde mutsuz ama dışarıda mutlu olabilir. Çocuğunuzun okulda ve arkadaşlarının arasında nasıl olduğunu anlamak önemlidir. Duygularını görmezden gelmek işleri daha da kötüleştirir.

5.Sosyal ve Karşı Cinsle İlgili Problemler

Çocuklar ergenliğe girdiklerinde karşı cinsle ilgilenmeye başlarlar. Kendilerine ait bir kimlik arayışına girerek evdeki kişilerden ya da dışarıdakilerden bir rol model ararlar. Ayrıca neyin doğru neyin yanlış olduğunu da sorgulamaya başlarlar. Cinsellikle ilgili düşünceler akıllarını karıştırır ve ne yapacaklarını anlamak için zamana ihtiyaç duyarlar. Bazı çocuklar ergenlikle birlikte karşı cinsle yakınlaşmaya başlar. Anne babalarıyla bu konuyu konuşmak konusunda rahat olmadıklarından bazen yanlış ve eksik bilgiler paylaşabilir. Sosyal ağları genişlemeye başlar. Sosyal medya ve telefonları üzerinden yeni arkadaşlıklar kurabilirler.

Çözüm: Cinsellik, hoşlanma ve aşk çocuklarınızın sizinle konuşmaktan kaçınacağı hassas konulardır. Bu nedenle çocuğunuzla bu konuda konuşurken tuhaf hissetmesinin önüne geçmek için kendinizden emin ve mantıklı açıklamalar yapın. Çocuğunuz dışarıda sizinle olduğundan daha fazla vakit geçirmek isterse engel olmak yerine size ihtiyacı olduğunda yanında olduğunuzu hissettirin. Kendi duygusal ve romantik deneyimlerinizi, okulda ve sosyal çevrede yaşadığınız sıkıntıları çocuğunuza anlatın.

Davranış bouklukları

Ergenlerin davranışlarını şekillendiren bu faktörlere bağlı olarak ergenin çevresine ve kendine karşı tutumları meydana gelmektedir. Çeşitli faktörlerin etkisi ile ergende davranış bozukluklarının ortaya çıkması gözlemlenebilmektedir. Bu aşamada ebeveynlerin iyi bir gözlemci olması ve çocuklarına karşı anlayışlı bir şekilde yaklaşmaları gerekmektedir. Bedensel ve duygusal değişimlerin yaşanmasına uyum sağlamaya çalışan birey bu evrede kendi ile çelişebilir ve daha büyük problemlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Ergenlerde davranış sorunları ebeveynleri ve öğretmenleri sıklıkla zor durumda bırakmaktadır. Davranış sorunları ergenlik döneminde fark edilip çözülemeyince yetişkin yaşamda sorunlara neden olabilmektedir. Ergenlerde davranış sorunları gencin akademik başarısını düşürebilir. Ergenlerde davranış sorunları gencin suça bulaşması, başının derde girmesine neden olabilir. Bu durumlarda neler yapılacağı, çözümün ne şekilde nerede bulanacağı konularında profesyonel yardım kaçınılmaz olabilmektedir.

Kişinin kendisini keşfetme dönemi olarak bilinen ve uygun koşullar sağlanmadığı sürece sıkıntılı bir süreç haline dönüşen ergenlik dönemi oldukça önemlidir. Ergenlerde ergenlik döneminde ortaya çıkan davranış bozuklukları ise ergenlerin bazı davranışları sonucunda anlaşılabilmektedir.

Davranış bozukluğu yaşayan bireyler;

• Karşısındaki insanlara saygı göstermezler,

• Kurallara uyum sağlamazlar,

• Yalan söylerler ve kendilerine karşı da dürüst davranmazlar,

• Gelecekle ilgili planları yoktur,

• Depresyona eğilim gösterirler,

• Kavgaya eğilimlilerdir ve saldırgan davranışlar sergilerler,

• Güvenme duyguları yoktur,

• Çevreye karşı şüpheci davranışlar gerçekleştirirler,

• Sürekli haklı olduklarını düşünürler,

• Ev ve okul gibi disiplin gerektiren yerlerden kaçarlar,

• Asosyaldirler,

• Yasadışı olana ilgi duyarlar,

• Öfkeli davranırlar,

• Tehlikeli etkinliklerden uzak durmazlar,

• Kolay yoldan para kazanma amaçları vardır,

• Kendilerine değer vermezler,

• Dengesiz tavırlar gerçekleştirirler.

Bu gibi sorunlar yaşayan ve çevresine karşı bu tutumları gerçekleştiren bireylerin ergenlikte davranış bozukluğu problemi yaşadığı söylenebilmektedir. Çocuğu bu gibi problemler yaşayan kişilerin alanında uzman bir psikologdan yardım almaları gerekmektedir.

Ergen Ne Hisseder, Nasıl Davranmak İster?

1- Ergenin genel olarak duygularında istikrarsızlık olduğu görülür. Bir gün önce çok mutlu ve enerjik olan ergen ertesi gün kabuğuna çekilmiş ve bitkin olabilir. Duygular anlık olarak bile değişkenlik arz edebilir. Bu nedenle ebeveynin bunu kabul etmesi ve her defasında “Daha dün iyiydin, şimdi ne oldu?” türünde sorgulamalara ve baskıcı yaklaşımlara girmemesi gerekir.

2- Bu dönemde ergen duygularını çok dolu ve coşkulu yaşar. Gerek ses tonu ve vurgulamaları ve gerekse mimikleri önceki döneme göre duygularını daha fazla ifade ediyor niteliktedir.

3- Diğer dönemlere göre daha yoğun hayal kurar ve gerçekten zaman zaman uzaklaşır. Bu hayaller gelecek planlarını kapsayabileceği gibi genellikle karşı cinsle ilgili hayaller olabilmektedir.

4- Ergen zaman zaman yalnız kalma isteği içinde olabilir. Odasına çekilen ve yalnız kalmak istediğini söyleyen bir ergenin ciddi bir sorunu olduğu düşünülüp kaygılanılmamalıdır. Ergen kendisi ile baş başa kalıp yaşadıklarının muhasebesini yapma ihtiyacı hissedebilir.

5- Ergen kendini yorgun hissedebilir, buna bağlı olarak çalışmaya karşı isteksizdir. Vücut enerjisi âdeta büyümeye harcanıyor gibidir.

6- Ergen yaşadığı bedensel değişimlere bağlı olarak çekinebilir ve kendini saklama ve bu değişimlerden çevreyi haberdar etmeme isteği içinde olabilir. Yeni şeyler deneme merakı artmıştır.

7- Bu dönemde arkadaş çok önemli bir noktadadır. Bu nedenle arkadaş seçimi konusunda ergenin dikkatli olması ve ailenin hassas davranması gerekir.

8- Bu dönemde ergenin fark edilme ve takdir edilme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını aile içinde gideremeyen ergen, farklı arkadaş gruplarında bu ihtiyacını giderebilir.

Ergenlikte En Sık Görülen Psikolojik Problemler

• Depresyon

• Davranış Bozuklukları

• Karşı ya da Karşıt Gelme Bozukluğu

• Yeme Bozuklukları

• Şiddet ve Saldırganlık

• Obsesif Kompulsif Bozukluk

• İntihar

• Alkol Madde Kullanımı ve Bağımlılık

Ergenlik Döneminde Görülen Psikiyatrik Bozukluklar

•Depresyon: Depresif duygu-durum ve haz eksikliği ile kendini gösteren klinik bir tablodur. Bunun yanında; sinirlilik, enerji eksikliği, halsizlik, huzursuzluk, suçluluk, uyku ve yeme düzenindeki bozulma görülebilmektedir. Ergenlik döneminde depresyon, kendini daha çok öfkeli duygu-durum şeklinde göstermektedir.

•Yeme Bozuklukları: Ergenin yemek ile arasındaki disfonksiyonel ilişki çevresinde konumlanmaktadır. Ergen; ya çok az yemekte, ya çok yiyip kusmakta veya aşırı egzersiz ile telafi etme çabasına girebilmekte, veya kontrolsüz bir şekilde sürekli yemek yemekte ve başarısız diyetlerle kilo vermeye çalışmaktadır.

•Anoreksiya Nervoza: iştahsızlık ve ağırlık kaybı gibi genel tıpta çok sık görülen şikayetlerle seyreden Anoreksiya Nervoza, dramatik bir psikiyatrik bozukluktur. Anoreksiya nervoza, kilo almaktan aşırı korkma, ergenin vücut ağırlığını ve biçimini yanlış değerlendirdiği bir rahatsızlıktır. Hastalar vücut ağırlığının artmasını engellemek için zorlu egzersizler (yürümek, bisiklete binmek, yüzmek vb.) ve sıkı diyet uygular. Buna bağlı olarak ortaya çıkan ağırlık kaybını telafi eden aşırı yeme atakları ortaya çıkar. Hastalar şişmanlamaktan aşırı korktuğu için bu yeme ataklarından sonra kendini kusturma, laksatif ve diüretik kullanım gibi yöntemlere başvurmaktadır. Anoreksiya nervoza ile birlikte depresif belirtiler sık görülmektedir. Depresyon dışında obsesif kompulsif bozukluk, histrionik özellikler, anksiyete ve hipokondriyazis, anoreksiya nervozaya sıklıkla eşlik eden ruhsal bozukluklar arasındadır.

•Bulimia Nervosa: Kusma hastalığı olarak da bilinen Bulumia Nervosa, bir abur cubur seansından sonra, yani fazla yemekten sonra, kişinin istemediği fazla kalorilerden kurtulmak için kusma yolunu seçtiği bir hastalıktır. Abur cubur yeme seansları kişiye göre değişir. Bu kalorilerden kurtulmak için hasta ya kusar ya da laksatif kullanır. Bir de, zayıflama hapları alma, aşırı egzersiz yapma ve bu yüzden aşırı yorgun düşme gibi yolları seçenler de vardır. Bulumikler de Anoreksikler gibi kendilerinin güvenli bir ortamda yaşamadıklarını düşünürler. Yaptıkları her şeyi başkalarını rahat ettirmek için yaparlar ve duygularını sürekli saklarlar. Yemek, bu kişilerin tek güven kaynağıdır. Bulumiya Nervosa’da da zayıflama pek görülmez. Tıpkı Anoreksiya’da olduğu gibi, Bulumia da ergenlik döneminde başlar. Tedavide amaç düzenli yeme alışkanlığının sağlanması, hastayı kontrolsüz yeme atakları ve açlık periyodlarından koruyabilmektir.

•Mevsim Değişikliklerine Bağlı Ruhsal Değişiklikler: Mevsim değişikliklerinde, özellikle bahar ayları zamanlarında bazı bireylerde olduğu gibi ergenlerde de, ruhsal bakımdan olumsuz etkilenmeler söz konusu olabilmektedir.

•Davranış Bozukluğu: Çocuklukta başlayan, ergenlikte devam eden ve yetişkinlikte “anti-sosyal kişilik bozukluğu” adı altında ifade edilen sosyal normlarla uyumsuz, illegal davranışları içermektedir. Buna göre; insanlara ve hayvanlara zarar verme, mülk ve kamu malına zarar verme, hırsızlık, sürekli yalan söyleme ve kuralların devamlı şekilde çiğnenmesi; davranım bozukluğunu göstermektedir. Ergenlik, “şiddetli” bir dönemdir. Fakat; ergenin, toplumsal kurallarla uyumsuz davranışları, sadece ve sadece “delikanlılık, delilik” olarak değerlendirilmemelidir. Altta yatan sorun ihmal edilmemelidir.

•Alkol, Madde Kullanımı ve Bağımlılık: Yine, temelleri ergenlikte atılan sinsi hastalıklardır. Artan bir şekilde, madde kullanımına ihtiyaç duymak ve bırakıldığında yoğun fiziksel ve psikolojik rahatsızlık yaşamak olarak ifade edilen “bağımlılık”, “kötüye kullanım” basamağından sonra hızlıca gelişebilmektedir.

•Psikotik Bozukluklar: Düşünce bozuklukları olarak tanımlanmaktadırlar. Kişinin gerçeklik ilişkisi ciddi anlamda zarara uğramıştır. “Normal” düşünememekte, konuşamamakta, hareket edememektedir. Kişi, “tuhaf”laşmıştır. Ergenlik dönemi -içine, geç ergenlik çağı olarak kabul edilen, 18-25 yaş arasını da aldığımızda- psikotik bozuklukların ilk ataklarının yaşandığı zaman olarak belirtilmiştir. İçe kapanık, asosyal duruş, felsefe ve din ile aşırı uğraş, obsesif davranışlar; özellikle ailede bu tip bir hastalık varsa, dikkate alınmalı, “ergenlik bunalımı” olarak atlanmamalı ve profesyonel yardım alınmalıdır.

•İntihar: Ergenlik döneminde, 15-24 yaşları arasında hızla artmaktadır. Daha önceki intihar teşebbüsü, aile intihar hikayesi, depresyon, alkol kötüye kullanımı veya bağımlılığı, psikotik bozukluk, sosyal destek yetersizliği, yalnız olmak, boşanmış olmak; intihar risk faktörleri arasında belirtilmektedir. Erkeklerin intihar girişimleri kadınlara oranla 3 kat daha fazla ölümle sonuçlanmaktadır. Kadınlar ise erkeklere oranla 3 kat daha fazla intihar teşebbüsünde bulunmaktadır. İntihar, insanın öz benliğine yönelmiş bir saldırganlık ve yok etme eylemi olup, bireyin yaşamına istemli olarak son vermesidir. İntihar girişimi olan ergenlerin %90’ı bir psikiyatrik tanı almaktadır. Bu tanılar sıklıkla duygu durum bozuklukları ve/veya alkol veya madde kullanımıdır.

•Şiddet ve Saldırganlık: Saldırganlığın tanımı eylemin bizzat kendisi vurgulanarak ya da eylemde bulunan kişinin niyeti vurgulanarak yapılabilir. Eylemin kendisi vurgulandığında saldırganlık başka kişilere zarar veren herhangi bir davranış olarak tanımlanmaktadır. Eylemde bulunan kişinin niyeti vurgulandığında ise hedefi yaralamak niyetiyle girişilen bir davranış olarak tanımlanır. Diğer bir tanım, öfkeli ve araçsal saldırganlık şeklinde yapılmaktadır. Öfkeli saldırganlık öfke ve düşmanlığın kışkırttığı saldırganca bir eylemdir. Araçsal saldırganlık ise, eylemin kendisi dışında bir hedefe ulaşmak için girişilen saldırganca bir eylemdir. Ergenlikte şiddetten hoşlanma ve saldırganca davranma sıklığında artış görülebilir. Bu davranış artan fiziksel güce ve ergenin yaşadığı çevre koşullarına bağlanabilir.

•Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntılar): Obsesyon (saplantı) irade dışı gelen, ergeni tedirgin eden, benliğe yabancı, bilinçli çaba ile kovulamayan, yineleyen düşüncelerdir. Kompulsiyon (zorlantı) ise çoğu kez saplantılı düşünceleri kovmak için yapılan, istenç dışı yinelenen hareketlerdir. Bu tür gençlerin konuşmaları düzgün ve aşırı kibardır. En küçük bir eksiklik bırakmama çabası yüzünden ayrıntılara çok fazla girerler. Düzenli ve çok titizdirler. Belli bir süre sonra bu titizlik dağınıklığa dönebilir. Genç saplantılardan oldukça fazla rahatsız olur. Çünkü gencin aklı sürekli bu düşüncelere takılır. Düşüncelerden kurtulmak için sürekli bir takım hareketleri yineler.

Ergenlik döneminde görülebilen psikiyatrik bozukluklardan bir ya da birkaçını çocuğunuzda görüyorsanız çok geç olmadan yardım almak sağlık açısından önem taşır. Ergenlik dönemi birçok davranışın oturduğu, ergenin kişilik yapısının oturduğu bir dönemdir. Bu dönemde karşılaşılan psikolojik problemler karşısında dikkatli olunması gerekmektedir.

Ergenlerde Davranış Problemleri ve Çözüm Yolları

Ergenlik döneminde bireyin kendini tanıması ve pek çok açıdan değişim içerisinde girmesi sebebiyle davranış problemleri meydana gelebilmektedir. Bu gibi durumlarda alanında uzman kişilerden yardım alındığında kalıcı hasarlara neden olmadan tedaviler gerçekleştirilebilmektedir. Tedavi sürecinde ergenlerde gerekli terapiler uygulanır ve bireysel terapilerle birlikte ergenin davranış bozukluğunun esas sebebi araştırılır.

Zararlı davranışlara yönelik çözümler, aile terapileri kendini anlamaya yönelik yardımlar ve doğru yaklaşımlar ile birlikte davranış bozukluklarının tedavisi gerçekleştirilebilmektedir. Psikolojik yardımı kabul etmeyen kişilerinse ebeveynlerinin oldukça anlayışlı davranmaları ve ergene yönelik tutumlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Ergenlerde davranış problemleri ve çözüm yolları aramak oldukça önemli bir yer taşımaktadır.

Ergenlerde davranış problemlerini ortadan kaldırma süresince;

• Öfke kontrolü,

• Sosyal becerileri geliştirme,

• Empati duygusunu geliştirme,

• Saygı,

• Duyguları kontrol edebilme,

• Sağlıklı bir düşünce yapısı oluşturma

Adına pek çok uygulama gerçekleştirilmektedir.

Ergenlik Döneminde Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Çocuğu ya da çevresindeki çocuklardan birisi ergenlik döneminde olan kişilerin ergen bireye karşı oldukça doğru bir tutumda olmaları gerekmektedir. Bedensel ve duygusal olarak zorlu bir değişim dönemi içerisinde bulunan kişinin sürecine saygı duyulması ergenlikte davranış bozuklukları yaşanmasının önüne geçecektir.

İlgi ve ihtiyaca göre gerçekleştirilen davranışlarda ergenin bir gruba ait hissetmesi, ailesine karşı dürüst olabileceğini bilmesi, kavga ve gürültüden uzak durması oldukça önemlidir.

Bu dönemde ergende;

• Mutsuz,

• Huzursuz,

• İlgisiz,

• İsteklerine sahip olamayacağı düşüncesi,

• Umutsuzluk,

• İntihar eğilimi,

Olabilmektedir. Bu gibi durumlarda ergene karşı sergilenen hatalı davranışlar sebebiyle ergende kalıcı hasarlar bırakılabilmektedir. Ailelerin doğru davranışlar sergilemesi, arkadaş çevresine dikkat etmesi ve aidiyet hissettirmesi oldukça önemlidir. Tüm doğru davranışların sergilenmesine rağmen ergenin ciddi problemler yaşaması durumunda ise zaman kaybedilmeden bir psikologdan yardım alınması gerekmektedir.

Ergenlik Döneminde Ebeveynlere Tavsiyeler Nelerdir?

• Arkadaşlarıyla, gerekirse arkadaşlarının aileleriyle tanışın.

• Çocuğunuzu başkasıyla kıyaslamayın.

• Çocuğunuzun stresini azaltabilmek için spor ve diğer sosyal faaliyetlere (sinema, tiyatro, resim, müzik vb) yönlendirin.

• Siz veya çocuğunuz sinirliyken tartışmayın.

• Sorumluluk almasına olanak sağlayın.

• Yalnız kalmak istediğinde nedenini öğrenmek için onu zorlamayın.

• Onu dinleyin, dinlemeye hazır olduğunuzu hissettirin.

• İnternet ve tv kullanımı için ortak bir karar almak gerekir. Beraber alınan kararlara birey daha kolay uyum sağlar.

• Ergenlik dönemi soyut düşünme dönemi olduğu için, hayata dair düşüncelerinin değişmesi normaldir.

• Aile ile ilgili kararlarda genç aile üyesine de söz hakkı verin.

• Ergenlik döneminde çocuğunuz, sizden çok çevre beğenisine yönelir. Bu nedenle marka takılmak, lüks yaşama özenmek isterler. Bu durum ailece konuşulmalı ve ailenin maddi durumu hakkında bilgi verilmeli.

• Meslek seçimi için, ebeveynler, oldukları ya da olamadıkları meslekleri değil, çocuğun yeteneğine ve ilgisine uygun meslekleri seçmesine destek vermelidir.

• Cinsel konularla ilgili olarak annenin kıza, babanın erkek çocuğa bilgilendirme yapması

WhatsApp Icon
1 : 00 AM

Hour
Minutes
AM PM
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12